Hukukumuzda dava sonucunda elde edilecek, kesin korumaya kadar geçen sürede hakkın kaybolmasını engellemek üzere geçici hukuki koruma düzenlemelerine yer verilmiş olup ihtiyati haciz bunlardan biridir. İcra İflas Kanunu’nda düzenlenmiş olup, diğer bir geçici koruma kurumu olan İhtiyati Tedbir ile karıştırılmaktadır.

İhtiyati haciz para alacaklarına ilişkin mevcut veya müstakbel takibin güvence altına alınması için mahkeme kararı ile borçlunun malvarlığına el konulmasını sağlayan geçici bir hukuki korumadır.

A)İHTİYATİ HACİZ ŞARTLARI

1- Öncelikle talep konusunun para alacağı veya para olarak talep edilebilen alacak olması gereklidir.

İhtiyati Haciz ile İhtiyati Tedbir kavramlarını birbirinden ayıran en önemli özellik ihtiyati haczin para alacaklarında, ihtiyati tedbirin ise para dışındaki hak ve alacaklar için uygulanabilir olmasıdır.

2- Alacağın rehinle teminat altına alınmamış olması gerekmektedir.Alacağın rehinle temin edilen kısmı aşan miktarı için ihtiyati haciz mümkün olup ayrıca Kanun’da düzenlenen hallerde alacak rehinle temin edilmiş olsa dahi ihtiyati haciz istenebilir. Özellikle en çok karşılaşılan kambiyo senetlerine ilişkin alacaklar, rehinle temin edilmiş olsa dahi ihtiyati haciz talep edilebilir.

3- Kural Olarak Para Alacağı Muaccel (Vadesi Gelmiş ) Olmalıdır.

Bir para borcunun vadesi gelmiş, muaccel olmuş olmasına rağmen ödenmediği durumlarda alacaklı alacağını garanti altına almak için ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.

Kural olarak maddi hukuk alacaklıya borçludan alacağını istemek için ek bir edim yüklememişse aynı durum ihtiyati haciz talebinde bulunurken de gözetilmelidir. Örneğin bonoya bağlı alacağın, bononun keşidecisinden istenmesi için alacaklının protesto çekmesine gerek olmamasına rağmen cirantalardan talep edilmesi protesto çekilmesine bağlanmıştır. O halde keşideciye karşı talep edilen ihtiyati haciz için protesto çekilmiş olması koşulu aranmayacak; ancak cirantaya karşı ihtiyati haciz talebinde protesto aranacaktır.

4- Belirli Şartların Varlığı Halinde Vadesi Gelmemiş Para Alacakları İçinde İhtiyati Haciz Talep Edilebilir;

  1. a) Borçlunun belirli bir yerleşim yerinin olmaması

Borçlunun yerleşim yeri bulunmaması değiminden esasında borçlunun hiç yerleşim yerinin bulunmaması değil de sık sık değişmesi ve bu nedenle belirlenebilir olmaması anlaşılmalıdır. Bu duruma dayalı olarak vadesi gelmemiş bir para borcu için ihtiyati haciz talep eden alacaklı, bunu ilgili ticaret sicil müdürlüklerinden, muhtarlıklardan alacağı belgelerle ispat etmeli, mahkemede bu yönde bir kanaat oluşturmalıdır.

Eğer bir kişinin Türkiye’de yerleşim yeri bulunmuyor ancak yurt dışında yerleşim yeri mevcutsa bu maddeye dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunulamaz.

b)Borçlunun, yükümlülüklerinden kurtulmak maksadı ile;

*Mallarını gizlemesi,

*Mallarını kaçırması

* Kendisinin kaçmaya hazırlanması,

* Kaçması,

*Alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması hallerinde alacaklı alacağın vadesi gelmeden ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.

Alacaklının yukarıda sayılan eylemlerinin alacaklılara karşı taahhütlerinden kurtulma amacını taşıması gerekmektedir.

Kanunda Özel Olarak Düzenlenen ve Yukarıda Sayılan Şartlar Dışında Alınabilen İhtiyati Haciz Kararları

1-Konkordata Açısından

Öncelikle belirtmek gerekir ki İcra İflas Kanununda yapılan 2018 tarihli değişiklikle konkordato hükümleri yeniden düzenlendi. Bu değişiklikler öncesinde, konkordato tasdiki talebinin reddi halinde mahkemece resen ihtiyati haciz kararı vereceği ve bu karar için de teminat aranmayacağı düzenlenmekteydi. Yine değişiklik öncesinde ihtiyati haciz konkordato mühletinin kaldırılması, konkordatonun tamamen feshi hallerinde de ihtiyati haciz talep edilebilmekteydi.

Değişiklik sonrasında ihtiyati haciz kararı verilebilecek haller özel olarak düzenlenmemiş aksine bu kararın verilmesi zorlaştırılmıştır. Şöyle ki kesin mühlet içerisinde  borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamayacağı gibi öncesinde başlayan takipler durmakta ve ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanamamaktadır.

2Tasarrufun İptali Davasında

Tasarrufun iptali davasında yukarıda sayılan genel şartlar dışında, iptale konu mal hakkında, mal elden çıkarılmışsa yerine geçen kaim değer karşılık paraya çevrilebilecek haczi kabil mallar hakkında  alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verilebilir. İhtiyati haciz talebi tasarrufun iptali davası açılmadan önce talep edilebileceği gibi, dava ile birlikte de talep edilebilir. Mahkemece teminatın gerekip gerekmediğine ve miktarına karar verilecektir. Ancak yerine geçen kaim değer nispetinde verilecek ihtiyati haciz kararlarında mutlaka teminat alınmalıdır.

B)İHTİYATİ HACİZ YARGILAMASI

İhtiyati haciz talebinde görev ve yetki genel hükümlere göre tespit edilir. Uyuşmazlık konusuna ilişkin görevli mahkeme hangisi ise ihtiyati haciz talebi de o mahkemeye bir dilekçe ile sunulur. Dilekçede hangi ihtiyati haciz sebeplerine dayanıldığı ve alacağa ilişkin bilgilere yer verilmelidir.

İhtiyati haciz basit yargılama usulüne göre çözümlenir. Hakim ihtiyati haciz kararı verirken aleyhine talepte bulunulan kişiyi dinlemesi ihtiyati haczin amacını bertaraf edecek nitelikteyse dinlemeden karar verebilir.

Alacaklı dilekçesinde yaklaşık ispatı sağlayacak bilgi ve emareleri sunmalıdır. Burada ispat derecesi kesin ispat değil de yaklaşık ispattır.

Mahkemece yapılan inceleme sonucunda ihtiyati haciz şartları mevcutsa teminat alınıp alınmayacağına karar verilir. Kanun gereğince ilama dayalı alacaklar için teminat alınmaz. İlam niteliğinde belgeye dayanan alacaklar için teminatın alınıp alınmayacağına mahkeme karar verecektir. Eğer alacak bir ilama ve  ilam niteliğindeki herhangi bir belgeye dayanmıyorsa bu durumda ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlaka teminat alınmalıdır.

C)İHTİYATİ HACİZ KARARI VE KANUN YOLLARI

İhtiyati Haciz Talebinin Reddi Halinde: Alacaklı bu karara karşı Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuracaktır.

İhtiyati Haciz Talebinin Kabulü Halinde: Borçlu mahkemenin yetkisine, ihtiyati haciz sebeplerine, teminata dayanarak haczin borçlunun huzurunda tatbik edildiği hallerde haczin konduğu tarihte, hazır olmadığı hallerde haciz tutanağının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde ihtiyati haciz kararı veren mahkemeye itiraz edebilir.

Menfaati zarar gören üçncü kişiler ise ihtiyati haciz sebepleri ile teminata dayanarak ihtiyati haczi öğrendikleri tarihten itibaren 7 gün içinde kararı veren mahkemeye itiraz edebilirler.

İtiraz üzerine mahkeme duruşma açarak tarafları dinler ancak taraflar gelmese dahi dosya üzerinden kararını verir.

İtirazın kabul edilmesi halinde durumun gerektirdiği koşullara ihtiyati haciz kararının kaldırabilir, içeriğini değiştirebilir, teminat bedeli eksikse tamamlanmasına karar verebilir. Mahkeme itiraz nedenleri yerinde görmezse itirazı reddeder.

İtiraz sonucunda verilen karara karşı Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna başvurulabilir.

Kanun yoluna başvurulması ihtiyati haczin uygulanmasını durdurmayacaktır. İstinaf sonucunda verilen karar kesindir.

Teminat Karşılığında İhtiyati Haczin Kaldırılması

Borçlu bu talebini, eğer ihtiyati haciz sonrasında henüz icra takibi başlatılmamışsa, dava açılmadan veya açıldıktan sonra karar verilmişse ihtiyati haciz kararı veren mahkemeye, davanın açıldığı mahkemeye, icra takibi başlatılmışsa icra mahkemesine yöneltmelidir.

Gösterilen teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması yalnızca borçlu için tanınan bir haktır.

Ç)İHTİYATİ HACZİN UYGULANMASI-TAMAMLAYICI MERASİM

Borçluya karşı dava veya icra takibi açmadan ihtiyati haciz kararı alan alacaklı, eğer haciz huzurunda icra edilmişse bu tarihten, huzurunda değilse haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra takibi veya dava açmalıdır. Bu sürelere uyulmaması halinde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden hükümsüz hale gelecektir.

Alacaklının 7 gün içerisinde icra takibi açması ancak gönderilen ödeme emrine borçlunun itiraz etmesi halinde, itiraz alacaklıya tebliğ edilir. Alacaklı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde itirazın kaldırılmasını ya da genel mahkemeye başvurarak itirazın iptalini talep etmesi zorunludur. İcra Hukuk mahkemesinde talebi reddedildiği takdirde kararın tebliğ ya da tefhimi tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açması gereklidir.

İcra takibinin kesinleşmesi ile ihtiyati haciz kesin hacze dönüşür. Bu halde satış talep edilebilir.

Alacaklı eğer dava sırasında ihtiyati haciz talep etmişse iş bu davada verilen kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde icra takip talebinde bulunmalıdır.

Eğer alacaklı yukarıda sayılan süreleri geçirir  veya davasından yahut takip talebinden vazgeçerse veya takip talebi kanuni müddetlerin geçmesiyle düşerse veya dava dosyası muameleden kaldırılıp da bir ay içinde dava yenilenmezse veya davasında haksız çıkarsa ihtiyati haciz hükümsüz kalır ve alakadarlar isterse lazım gelenlere bildirilir.

Alacaklı yukarıda belirtilen sürede gerekli işlemleri yaptığı takdirde ihtiyati haciz dava veya takip sonuna kadar devam eder.

D)İHTİYATİ HACİZDEN KAYNAKLANAN TAZMİNAT DAVASI

Burada fedakarlığın denkleştirilmesi uyarınca haksız yere ihtiyati haciz koyduran alacaklının, bu işlemlerden zarar gören borçluya karşı kusursuz sorumlu olmasıdır.

Tazminat talep edebilmek için ;

*ihtiyati haciz kararının kural olarak icra edilmiş olması

*ihtiyati haciz kararının haksız olduğunun ortaya çıkmış olması

*zarar doğmuş olması ve bu zararın ihtiyati hacizden kaynaklanması gerekmektedir.

Bu hallerde aleyhine haksız yer ihtiyati haciz kararı alınan borçlu genel mahkemelerde dava açabilir. Bu davaya ihtiyati haciz kararını veren mahkeme de bakabilir.

Kural olarak bu davanın açılması için bir süre düzenlenmemiş de olsa ihtiyati tedbir için düzenlenen  yıllık zamanaşımı süresinin de burada geçerli olduğu düşünülmektedir.

Eğer tazminat talepleri yerinde görülürse bu tazminat öncelikle alacaklı tarafından yatırılan teminattan ödenir.

YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA İHİTYATİ HACİZ

***HAKSIZ İHTİYATİ HACİZDE ALACAKLININ MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN KUSUR SORUMLULUĞU***

“…İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden 818 Sayılı BK’nın 49. maddesindeki ( 6098 Sayılı TBK’nın 58.maddesi ) koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. Davalının farklı tarihlerde davacının hesabına internet bankacılığı yoluyla belli miktarlarda para gönderdiği, ödenmediği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, aynı dekont sebebiyle başlatılan mükerrer talebe konu icra takibinden sehven yapıldığı gerekçesiyle feragat edildiği gözetildiğinde davalının kötüniyetli ve kusurlu olduğundan bahsedilemez. Bu nedenle mahkemece, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir…”

T.C.YARGITAY 4 . HUKUK DAİRESİ E. 2016/9599 K. 2018/6494

  1. 24.10.2018

***İHTİYATİ HACİZ KARARINA İTİRAZ SONUCUNDA VERİLEN KARARA KARŞI GİDİLEN ÜST KANUN YOLUNDA VERİLEN KARAR KESİNDİR***

“…Bu durumda mahkemece verilen ihtiyati haciz isteminin kabulüne dair karara borçlunun itirazı üzerine verilen itirazın reddi yönündeki mahkeme kararına karşı, borçlu tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine Özel Dairece hüküm altına alınan bozma kararı, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 265. maddesi gereğince kesindir. Kesin nitelikteki bu bozma kararına karşı yerel mahkemece direnme kararı verilmesi usulen olanaklı değildir. O hâlde kesin nitelikteki Özel Daire kararına uyulması gerekirken açık yasa hükmü göz ardı edilerek önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.Hal böyle olunca ön sorunun kabulüyle kesin nitelikteki bozmaya uyularak karar verilmek üzere, direnme kararı bozulmalıdır…”

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2017/11-46 K. 2018/119

  1. 7.2.2018

***TASARRUFUN İPTALİ DAVASI DEVAM EDERKEN İHTİYATİ HACİZ KARARI VERİLEBİLECEĞİ ***

“…Davacı vekili davalılar arasındaki tasarrufun iptaline ve dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir olmadığı takdirde ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince talep reddedilmiştir. Somut olayda, davacı tarafın davalılardan Ş.T.’un borcundan dolayı Ankara 4. icra müdürlüğünün 2015/6050 Sayılı dosyası ile takip başlattığı, alacağını tahsil edemeyince davalılar aleyhine eldeki iş bu tasarrufun iptali davasını açtığı, davalılar arasında iptali istenilen tasarrufların yapıldığı, borçlu hakkında aciz belgesi alındığı, davacının dava açmakta haklı olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati haciz için davaya ilişkin tüm koşulların gerçekleşmesinin beklenmesi dava ile elde edilecek sonuçların alınamamasına yol açabileceğinden davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekirken talebin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.Bu durumda mahkemece, ihtiyati haciz kararının kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur…”

T.C.ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ26. HUKUK DAİRESİE. 2019/876K. 2019/1068T. 30.5.2019

***İHTİYATİ HACZE KARAR VEREBİLMEK İÇİN YAKLAŞIK İSPATIN GERÇEKLEŞMESİNİN YETERLİ OLDUĞU***

…Talep, muhtelif faturalardan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takiplerine itirazların iptali istemli açılan davada, davalının menkul, gayrimenkul malları ile 3. şahıslardaki tüm ve hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulması istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesinin 19/12/2018 tarihli ara kararı ile yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.İİK’nın 258/1. Maddesinin 2. Cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda; iddia, savunma, dava konusu faturalar, 09/11/2017 tarihli Ödeme Planı ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında alacak iddiası yönünden yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiği, alacağın muaccel olduğu ve rehinle temin edildiğine dair bir iddianın da bulunmadığı, dolayısıyla davacının ihtiyati haciz talebinde haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin aksi yöndeki ara kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 19/12/2018 tarihli ara kararın kaldırılması ve teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Yukarıda açıklanan nedenlerle,İhtiyati haciz isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE…”

T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ E. 2019/312 K. 2019/281 T. 7.3.2019

***ASIL BORÇ REHİNLE TEMİN EDİLMİŞ OLSA BİLE  KEFİLİN KEFALET BORCU İÇİN AYRICA İPOTEK VERMEMİŞ OLDUĞU HALLERDE KEFİL HAKKINDA İHTİYATİ HACİZ KARARI VERİLEBİLİR***

“…Somut olayda, asıl borçlu .. A.Ş.’ne alacaklı banka tarafından kredi kullandırılmış, aleyhine ihtiyati haciz talep edilenler de kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış, kredi borcu vadesinde ödenmediği için borçluya hesap kat ihtarnamesi gönderilmiştir. Kredi borcunun teminatı olarak müteselsil kefil olan borçlular adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde ipotek tesis edilmiş ise de, söz konusu ipotekler asıl borçlunun borcunu teminat altına almak üzere verilmiş olup, kefillerin kefalet borcunu teminen verilen bir ipotek bulunmamaktadır. Dosya içinde bulunan belgelere göre alacağın varlığı yaklaşık olarak ispatlandığından nakdi alacak talebi yönünden talep dilekçesi, hesap kat ihtarnamesi ve ekli diğer belgeler uyarınca ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar vermek gerekirken mahkemece ipoteğin müteselsil kefillerin kefaletlerinin teminatı olarak verildiğinden bahisle talebin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.12.2017 tarih, 2016/1 Esas, 2017/6 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, ihtiyati haciz icra işlemi olmayıp özel geçici hukuki koruma müessesesi olup, ancak İİK’nın 257. maddesindeki şartlar çerçevesinde sadece para alacakları için öngörüldüğünden teminat alacakları için ihtiyati haciz kararı verilemez. Bu nedenle henüz ibraz edilmemiş çek yapraklarının kanuni karşılıkları yani teminat gösterme borcu (gayri nakdi alacak ) için ihtiyati haciz kararı verilemeyecektir.Bu nedenle, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle mahkeme kararının kaldırılması ve talebin kısmen kabulüyle hesap kat ihtarnamesinde belirtilen nakdi alacak miktarı olan toplam 32.572.546,76 TL için teminat karşılığında borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, gayri nakdi alacak yönünden ise şartları oluşmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur…”

T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ E. 2019/132 K. 2019/214 T. 13.2.2019

***HAKKINDA KONKORDATO GEÇİCİ VEYA KESİN MÜHLET VERİLEN ŞİRKET HAKKINDA İHTİYATİ HACİZ KARARI VERİLMESİ***

“…Talep, ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir.İhtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup, bunlar, alacağın muaccel olması ve alacakla ilgili rehnin bulunmamasıdır. Sözü edilen maddede bunun dışında her hangi bir koşul öngörülmemiştir.Somut olayda; itiraz eden borçlu şirketin keşide ettiği talebe konu çekin süresi içinde alacaklı hamil tarafından bankaya ibraz edildiği ve karşılığının bulunmadığından ödeme yapılmadığı ihtilafsızdır.Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/581 Esas sayılı dosyasında itiraz eden borçlu şirket tarafından 07.08.2018 tarihinde konkordato istemli davanın açıldığı ve talebin kabul edildiği görülmüştür.İİK’nın 294/1. maddesinde; “Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.” şeklinde hüküm yer almaktadır.O halde, yukarıdaki yasa hükmü ve asıl borçlu şirket hakkında konkordato geçici veya kesin mühletinin verilmesi, ihtiyati haciz kararı verilmesine engel değildir. Yasa hükmü, ihtiyati haciz kararının verilmesini değil, uygulanmasını engellemektedir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince itiraz eden borçlu şirketin ihtiyati hacze vaki itirazının reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir…”

T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. CEZA DAİRESİ E. 2019/150 K. 2019/129 T. 31.1.2019

***İCRA TAKİBİ BAŞLATILDIKTAN SONRA ALINAN İHTİYATİ HACİZ KARARININ AYNI DOSYADAN İCRA EDİLMESİ GEREKTİĞİ***

“…Somut olay incelendiğinde; alacaklı tarafından İstanbul 8. İcra Dairesinin 2016/9581 Sayılı dosyası ile 21.03.2016 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, alacaklının takip dosyasına İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.04.2016 tarihli ve 2016/478 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararını sunarak infazını istediği, icra memurluğunca ihtiyati haciz kararının İstanbul Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının yazısı gereğince tevziye tabi tutulması gerektiği ve aynı dosyadan infazının istenemeyeceği gerekçesiyle talebin reddedildiği anlaşılmaktadır. İİK’nın 261/1. maddesi uyarınca, alacaklı ihtiyati haciz kararının infazını kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın verildiği tarihten itibaren on gün içinde istemeye mecburdur. İİK’nın 264. maddesinde de dava açmadan ve icra takibine başlamadan evvel ihtiyati haciz kararı alan alacaklının 7 gün içinde takip talebinde bulunmaya mecbur olduğu belirtilmiş olup, anılan maddede ihtiyati haciz kararının verildiği tarih itibariyle derdest olan bir icra takibinde ihtiyati haciz kararının infazının istenmesine engel bir düzenleme de mevcut değildir. Bu durumda İİK’nın 261/1. maddesi gereğince derdest olan icra takibinin henüz kesinleşmediği aşamada takip konusu borç için alınan ihtiyati haciz kararının infazı için karar tarihinden itibaren on gün içinde derdest takip dosyası üzerinden istenilmesi zorunludur. İhtiyati haczin kesin hacze dönüşmesi veya hükümsüz kalması icra takibine bağlı olduğundan infazın da o takip dosyası üzerinden yapılması takip kurallarının bir gereğidir. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi henüz kesinleşmeden takip sonrası alınan ihtiyati haciz kararının süresinde o dosyadan infazı isteminin icra dairesince kabulü gerekir. İdari nitelikteki İstanbul Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı’nın kararı gerekçe gösterilerek yasaya aykırı olmayan talebin yerine getirilmemesi doğru değildir…”

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2018/12-884 K. 2019/363 T. 28.3.2019

****KAMBİYO SENETLERİNE BAĞLI ALACAKLARA İLİŞİKİN İHTİYATİ HACİZ TALEPLERİNDE PROTESTO ZORUNLULUĞU****

“…Alacaklının, bonoyu tanzim edene (keşideciye), onun lehine aval verenlere ve bunların yetkisiz temsilcilerine karşı ihtiyati haciz isteyebilmesi için bononun vadesinin gelmiş olmasının gerekli ve yeterli olduğunu, bundan başka yetkili hamilin ayrıca ödememe protestosu çekmiş olmasına ve bu protestoyu bono ile birlikte ihtiyati haciz talebine eklemesine gerek bulunmadığını; ancak alacaklının (yetkili hamilin) bonoda cirantalara, bunlar lehine aval verenlere ve bunların yetkisiz temsilcilerine karşı ihtiyati hacizisteyebilmesi için -TTK.’nun 730. maddesi hükmü uyarınca- ödememe protestosu çekmiş olması ve bu protestoyu ihtiyati haciz talebine eklemiş olmasının gerekli olduğunu…”

  1. HD. 19.9.2006 T. 8036/8940; 3.10.2005 T. 10609/9103; 11.4.2005 T.

1166/3443

*** AÇILAN MENFİ TESPİT DAVASINDA ÇEKİN İBRAZI HALİNDE ÖDENMEMESİNE İLİŞKİN  VERİLEN İHTİYATİ TEDBİR KARARI,  ÇEK HAKKINDA İHTİYATİ HACİZ KARARI VERİLMESİNE ENGEL DEĞİLDİR***

“…Mahkemece, Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen ödemeden men yasağı çeke dayalı takip yapılmasına engel değilse de menfi tespit davasının tarafı olan U. Faktoring A.Ş’ni kapsar şekilde çekin ibrazı halinde ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verildiğinden ve bu şekilde verilen tedbir kararının U. Faktoring A.Ş’yi bağlayacağından itirazın kabulüne, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş, kararı ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir.

İhtiyati haciz geçici hukuki koruma niteliğinde olup, icra takip işlemi niteliğinde bulunmadığından menfi tespit davası açılması ve bu dava sırasında ihtiyati tedbire hükmedilmesi ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmez.Mahkemece bu yön gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır…”

T.C.YARGITAY19. HUKUK DAİRESİE. 2014/6868K. 2014/9079T. 13.5.2014

10-DAHA ÖNCE ALINMIŞ OLAN İHTİYATİ HACİZ KARARININ YETKİSİZLİK SEBEBİYLE KALDIRILMASI İHTİYATİ HACİZ KARARI ÜZERİNE HACZEDİLEN VE KESİN HACZE DÖNÜŞEN HACİZLERİN KALDIRILMASINA NEDEN OLMAZ***

“…Somut olayda, icra takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçi alacaklı vekili tarafından Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25.11.2015 tarihli, 2015/91 D. iş sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı alınarak, Adıyaman İcra Müdürlüğü’nün 2016/12628 (Kapatılan 2. İcra Müdürlüğü 2015/9714) Esas sayılı dosya ile asıl takibe başlandığı, borçlu adına kayıtlı taşınmazlara 02.12.2015 tarih ve 5167 yevmiye numara ile ihtiyati haciz konulduğu ve 26/11/2015 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile asıl takibe geçilerek borçluya örnek 10 ödeme emrinin 21/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından icra takibine itiraz edildiği ancak Adıyaman İcra Hukuk Mahkemesi’nin 29.09.2016 tarihli, 2016/4 E, 2016/249 K. sayılı kararıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bunun üzerine borçlu aleyhine başlatılan icra takibinin kesinleştiği ve ihtiyati hacizlerin kendiliğinden kesin hacze dönüştüğü anlaşılmaktadır. (İİK’nun madde 264/5 kıyasen) Daha önce alınmış olan ihtiyati haciz kararının yetkisizlik sebebiyle kaldırılması ihtiyati haciz kararı üzerine haczedilen ve kesin hacze dönüşen hacizlerin kaldırılmasına neden olmaz…

T.C. GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ E. 2017/589 K. 2017/1021 T. 25.4.2017

***SIRA CETVELİNDE İHTİYATİ HACZİN KESİN HACZE DÖNÜŞTÜĞÜ TARİHİN ÖNEMLİ OLDUĞU ***

“…davacı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı, satışı yapılacak taşınmaz üzerine 28/08/2013 tarihinde ihtiyati haciz konulduğu, ödeme emrinin borçluya 02/09/2013 tarihinde tebliğ edildiği, 10 günlük ödeme süresinin 12/09/2013 günü mesai bitiminde sona erdiği ve ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü, buna karşın davalı tarafça borçlu aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, satışı yapılacak taşınmaz üzerine 03/09/2013 tarihinde ihtiyati haciz konulduğu, ödeme emrinin borçluya 04/09/2013 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük ödeme ve itiraz süresinin 11/09/2013 günü mesai bitiminde sona erdiği ve ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü, sonuç olarak davalının haczinin davacı alacaklıdan önce kesin hacze dönüşmesi nedeniyle, icra müdürlüğünce yapılan 15/02/2017 tarihli derece kararında davalı alacağının 1.sırada davacı alacağının ise 2.sırada yer almasının yerinde olduğu tespit edilmiştir. İİK.nın 264/5. maddesine göre ihtiyati haczin konulma tarihi değil, ihtiyati haczine kesin hacze dönüştüğü tarih sıra cetveli tanzim esnasında önem arz etmektedir. Bu hususun mahkemesince gözardı edilerek davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup yukarda açıklanan gerekçeyle…”

T.C. SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

  1. 2017/1530 K. 2017/1673 T. 12.10.2017

***SALT FATURAYA DAYALI ALACAKLARDA İHTİYATİ HACİZ KARARI***

“…İlk Derece Mahkemesince;davacı dayanağı faturalar yanında mutabakat belgesi bulunduğu, muaccel alacağın varlığı hususunda kafii delil sunulduğunu kabul ederek İhtiyati haciz kararı verilmiş ise de;davalı tarafça ihtiyati haciz kararına dayanak alınan borç mutabakatı belgesine itiraz edilmiş bulunduğundan davacının alacağı yargılamaya ve ispata muhtaç durumdadır.Bilindiği üzere; salt fatura düzenlenmesi,adına fatura düzenleneni borç altına sokmaz. Muaccel alacağın varlığı ve miktarı yapılacak yargılama ile belirlenecektir. İtirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına dair ek karara yönelik ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından davacı /ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,

T.C.İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ E. 2018/1639 K. 2018/1214 T. 11.10.2018

***İCRA TAKİBİNE YAPILAN İTİRAZIN ALACAKLIYA TEBLİĞ EDİLMEMİŞ OLMASI VE İHTİYATI HACZİN VARLIĞI***

“…Borçlu, ihtiyati haciz kararına dayalı olarak maaşına haciz konulduğunu, ancak ödeme emrine süresinde itiraz etmesi üzerine verilen takibin durdurulması kararı ile mirasın hükmen reddedildiğine dair duruşma tutanağına dayalı olarak icra müdürlüğünden maaşı üzerindeki haczin kaldırılması talebinde bulunduğunu, ancak talebinin reddedildiğini ileri sürerek, icra müdürlüğünün ret kararının kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; itirazla takip durduğundan haciz işlemi yapılamayacağı gerekçesiyle haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin kabulüne, diğer taleplerin reddine karar verildiği görülmüştür.

Somut olayda, alacaklı vekilince takip talebi ile aynı tarihte Asliye Ticaret Mahkemesi’nden ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, mahkemece, takibin başladığı tarihten sonraki gün ihtiyati haciz kararı verildiği, borçlunun ödeme emrine süresinde itirazda bulunması üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın ise alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, bu sebeple İİK’nun 264/2. maddesinde öngörülen sürenin başlamadığı ve dolayısıyla ihtiyati hacizlerin ayakta kaldığı (İİK’nun 264/4) anlaşılmaktadır.

O halde mahkemece, haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin de reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…”

T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2016/26396 K. 2018/183

  1. 16.1.2018

***İHTİYATİ HACZİN KALDIRILMASI TALEBİ TAKİP BAŞLADIKTAN SONRA İCRA MAHKEMESİNE YÖNELTİLMELİDİR***

“…Davadışı borçlular ve davacı hakkında alacaklı tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.06.2008 tarihli ihtiyati haciz kararı üzerine 19.06.2008’de genel haciz yoluyla ilamsız takip yapıldığı, borçlunun süresinde takibe itiraz etmesine ve alacaklının süresi içinde açmadığı itirazın iptali davasının derdest olmasına rağmen taşınmaz üzerine konulan hacizlerin devam ettiği belirtilerek kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece ihtiyati haciz kararının ticaret mahkemesince verilmiş olduğundan bahisle kaldırılması talebinin kararı veren mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verildiği görülmüştür.

Yine İİK.’nun 266. maddesinde de ”Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer” düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda, borçlunun başvurusu icra takibine başlandıktan sonra olup mahkemece şikayetin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi isabetsizdir…”

T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2015/10333 K. 2015/21448

  1. 16.9.2015

***MİLLETLERARASI TİCARET ODASI ARABULUCULUK VE TAHKİM KURALLARI ÇERÇEVESİNDE VERİLEN HAKEM KARARININ TENFİZİ İÇİN AÇILAN DAVA, İHTİYATİ HACZİ TAMAMLAMA MERASİMLERİNDEN BİRİDİR.***

“…Kanun 264. maddesi ihtiyati haczi tamamlayan merasimin koşullarını ve ihtiyati haczin düşmemesi için gerekli işlemlerin nelerden ibaret olduğunu düzenlemektedir. Bu maddenin 1.fıkrası uyarınca ihtiyati haciz dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel yaptırılmış ise alacaklının, haczin uygulanmasından, haciz gıyabında yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde takip talebinde bulunması ya da dava açması zorunludur.Somut olayda; … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/106 D.İş sayılı ve 15.10.2014 tarihli ihtiyati haciz kararının 15.10.2014 tarihinde icra müdürlüğüne sunularak uygulanmasının istendiği ve alacaklı tarafından … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/394 Esas sayılı dosya ile Milletlerarası Ticaret Odası Arabuluculuk ve Tahkim Kuralları çerçevesinde tek hakem tarafından verilen … numaralı ve 24.04.2014 tarihli hakem kararının tenfizi için 15.10.2014 tarihinde dava açıldığı görülmüştür.Buna göre Milletlerarası Ticaret Odası Arabuluculuk ve Tahkim Kuralları çerçevesinde verilen hakem kararının tenfizi için açılan dava, İİK. nun 264/1.maddesinde belirtilen dava kavramı içine ihtiyati haciz geçerliliğini sürdürmektedir.

O halde mahkemece şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir…”

T.C.YARGITAY12. HUKUK DAİRESİE. 2015/769K. 2015/10027 16.4.2015


Avukat Asilcan Tuzcu Hukuk Bürosu

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Asilcan Tuzcu’ya aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Soru ve Yorumlar İçin Uyarı

Hukuki sorunlara dair her türlü görüş, yorum ve sorularınız bize iletmek için tıklayın.