KİRACIYI ÇIKARMANIN YOLLARI- KİRACIYI NASIL EVDEN ÇIKARABİLİRİZ
KİRACIYI ÇIKARMANIN YOLLARI- KİRACIYI NASIL EVDEN ÇIKARABİLİRİZ
Kiracıyla başınız mı dertte? Doğru yerdesiniz.Bu makalemizde kiracıdan yasal yollarla kurtulmanın yollarını anlatacağız. Kiracıyı evden çıkarmanın yasal yolları aşağıdaki şekildedir.En kısa yoldan kiracımı evden çıkarmak istiyorum diyorsanız, makalemizi kaçırmayın.
1-) TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ (TBK m 352/1 )
Kiracıyı evden çıkarmanın en kolay yollarından biri, tahliye taahhütnamesidir. Boş olarak alınmış bir tahliye taahhüütnamesi, hukuka uygun olarak doldurulduktan sonra yapılacak icra takibiyle evden tahliyesine karar verilecektir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 352- Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir. Hükmünü ihtiva etmektedir.
Tahliye Taahhütnamesinin geçerlilik şartları:
– Taahhüt Tarihi(taahhüdün tanzim/düzenleme tarihi) kira sözleşmesi içerisinde olmalıdır. Çünkü yüksek mahkemeler kira sözleşmesi içerisinde alınmayan taahhütleri geçersiz saymaktadır.
Örneğin kira sözleşmeniz 02.02.2024 tarihli ise , taahhüdün alındığı tarihin bu tarihten sonraki bir tarih olması aranır.
-Taahhüt tarihinden bir ay içerisinde icra takibine geçilmiş olması şarttır. Örneğin kiracı en geç 03.05.2025 tarihinde taşınmazı tahliye edeceğini söylemiş ise icra takibini en geç 03.06.2025 tarihinde yapmış olmanız gerekir.
– Elbette bu taahhüt yazılı olmalıdır.
Tahliye taahhüdünü boş alıp sonradan doldursam sorun olur mu ? Suç olur mu ?
Sorusunun cevabı hayır’dır. Hukuka uygun olmak koşuluyla boş evrakın sonradan doldurulmasında hiçbir sakınca yoktur. Yani doldurduğunuz evrakın anlaşmaya aykırı olduğunu ispat yükü kiracıdadır. Bunu da ancak kesin delillerle(yazılı delillerle) yapabilir. (Bu konudaki Yargıtay kararları başlığındadır) Bu konuda tereddütleriniz varsa lütfen avukata danışın.
Mahkeme ne kadar sürer ? Yargılama süreci :
Yargılama süreci mahkemelere göre değişmekle birlikte, genellikle 9 ay -1 yıl arasında sonuçlanmaktadır. Ancak yıllık kira miktarı ,sulh hukuk mahkemelerinde görülen davalar için belirlenen parasal sınırdan yüksek ise , kiracı icra hukuk mahkemesinden tehir-i icra kararı alıp yargılama kesinleşinceye kadar evde oturmaya devam edebilir.
2-) İKİ HAKLI İHTAR NEDENİYLE TAHLİYE (TBK m 352/2)
Kiracıyı tahliye etmenin bir yolu da aşağıdaki maddede açıklanmıştır. Uygulamada
Türk Borçlar Kanunu Madde 352/2 Kiracı, bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde; bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için kendisine yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulmasına sebep olmuşsa kiraya veren, kira süresinin ve bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde, dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilir.
İhtarın belirli bir şekil şartı yoktur ancak noterden olması daha uygun olacaktır. Uygulamada ise icra takibiyle iki haklı ihtar hususu sağlanmaktadır. Çünkü icra takip giderleri borçlu üzerine yıkılmaktadır.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, takip yaparken ödeme emrinin borçluya tebliğ ettirilmesi gerekmesidir. Çünkü usulsüz bir tebligat hasıl olduğunda bu madde hükmünün uygulanması imkansız olmaktadır. Ayrıca kira borcu 5 kuruş dahi eksik ödenmiş olsa bile ihtar çekmeğe veya icra takibi yapmaya hakkınız vardır. Çünkü korununan parasal değil hukuki menfaattir. Kiracıya hukuki baskı vermek amacıyla bu davayı da ek olarak açmanız şiddetle tavsiye edilir .
3-) İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE
Uygulamada en çok açılan davalardan bir diğeri ise ihtiyaç nedeniyle tahliye davasıdır.
TBK MADDE 350- Kiraya veren, kira sözleşmesini;
1. Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa,
2. Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.
İhtiyacının samimi, gerçek ve zorunlu olması durumunda davanın kabulüne karar verilir.
Örneklemek gerekirse ; evim işyerime çok uzak kiracının bulunduğu yere taşınacağım. Kızım,oğlum yeni evlendi onlar taşınacak , oturduğum yerde asansör yok kiracımın evine taşınmak istiyorum, gibi sebeplerle dava açılabilir. Her somut olayın kendi içerisinde dikkat edilmesi gereken noktaları bulunmaktadır.Ancak bu dava açılıp kazanılsa dahi, kiracı yine tehir-i icra kararı alıp tahliyeyi geciktirmektedir.
4-) İTİRAZIN KALDIRILMASI VE TAHLİYE (İİK m 269)
Makalemizi buraya kadar okuduysanız , geldik kiracıyı en kolay tahliye etme yöntemine.
İcra İflas Kanunu m 269/a “Borçlu itiraz etmez, ihtar müddeti içinde kira borcunu da ödemezse ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde alacaklının talebi üzerine icra mahkemesince tahliyeye
karar verilir.
” Hükmünü ihtiva etmektedir.
Diyelim ki kira sözleşmesinde ödeme günü her ayın 15 i olarak belirlenmiş. Kiracınız 15inde ödemez ise hemen icra takibine geçmek lazımdır. Bu icra takibinde işlemiş faiz dahil, tüm alacak kalemlerini talep etmek uygun olacaktır. Böylelikle ; Bazen kiracılar “ben borcumu 16sında ödedim” diyerek icra takibine itiraz etmektedir. Bundan sonra yapılacak iş, icra hukuk mahkemesinde “itirazın kaldırılması” davası açmaktır. Dava arabuluculuğa tabi değildir. Tehir-i icra kararı alınamaz. Eğer dava kazanılırsa tahliye kararı verilir ve bu tahliye kararının tefhim veya tebliğ edilmesinden 10 gün geçtikten sonra kiracıyı zorla (cebri icrayla) evden veya işyerinden atabilirsiniz.
Gerçekten de 35 kuruş için dahi tahliye kararı verilebilmektedir. Alt sayfada Yargıtay Kararları bölümünü okuduğunuzda , bu kararı göreceksiniz.
5-) KİRA İLİŞKİSİNİN ÇEKİLMEZ BİR HAL ALMASI NEDENİYLE TAHLİYE (TBK m331)
Türk Borçlar Kanunu m 331- “Taraflardan her biri, kira ilişkisinin devamını kendisi için çekilmez hâle
getiren önemli sebeplerin varlığı durumunda, sözleşmeyi yasal fesih bildirim süresine uyarak
her zaman feshedebilir. “Hükmünü ihtiva etmektedir.
Buna göre , kiracınız tarafından hakarete, tehdide veya herhangi bir haksız fiile maruz kalmış iseniz. Kira sözleşmesini derhal feshedebilir ve kiracıyı tahliye ettirebilirsiniz.Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1770 E. , 2021/1738 K. Sayılı kararında , kiracı ve kiralayan arasında cevza davası bulunmasının ilişkiyi çekilmez bir hale soktuğuna değinmiştir. Üstelik kiracınızın bu suçtan ceza almamış olması da sulh hukuk hakimi için bağlayıcı değildir. Bu kararı da Yargıtay Kararları başlığında siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz.
6-) DİĞER TAHLİYE SEBEPLERİ
Kiracının tahliye sebepleri kanunlarımızda dağınık halde sınıflanmıştır. Yukarıda en çok kullanılan vebaşvurulan yöntemleri derledik ancak tahliye sebepleri bununla sınırlı değildir.
Örneğin kiranızın yattığı ibanınızı kapattığınızda (yani bu bankayla çalışmadığınızda) kiracı ödemeyi eski ibana yapacak ve ödeme gerçekleşmeyecektir. Kira borcu TBK m 89 gereği götürülecek borçlardan olduğundan , kiracı PTT yoluyla konutta ödemeli olarak parayı göndermeli , bunu da beceremezse mahkemeden tevdii mahalli belirlenmesi davası açmalıdır. Ancak bunu yapmadıkları için mahkemeler tahliye kararı vermektedir. Ancak bu hususta çok dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Kanun karşısında kötüniyetli pozisyonuna düşmemeniz gerekmektedir. Aksi halde davanın kaybıyla birlikte karşı tarafın yaptığı masraflar ve vekalet ücretini de ödemek zorunda kalabilirsiniz.
Bunun gibi birçok tahliye sebebi vardır. Hak ararken kaybı yaşamamanız adına bir avukattan destek almanız kendi menfaatinizedir.
YARGITAY KARARLARI
Yargıtay 3. HUKUK DAİRESİ Esas : 2017/11179 Karar : 2018/5354 Karar Tarihi :16.05.2018
***TAHLİYE DAVASI – İLK TAKİPTE ÖDEME EMRİNDEN SONRA TAKİBE KONU KİRA BEDELLERİNİN ÖDENDİĞİ – İLK İHTARIN HAKLI OLDUĞU – İLK TAKİBİN AÇILDIĞI TARİHTE MUACCEL KİRA BEDELİNİN AYRI TAKİPLE İSTENEMEYECEĞİ – İKİNCİ İHTARIN HAKSIZ OLDUĞU – DAVANIN REDDİ GEREĞİ***
ÖZET: Davacı tarafından 06.07.2010 tarihinde başlatılan icra takibinde ödeme emri, 06.08.2010 tarihinde tebliğ edilmiş bu icra takibi ile Eylül 2007 – Haziran 2010 tarihleri arası aylara ait kira bedellerinin ödenmesi istenmiş ve kira bedeli 06.08.2010 tarihinde ödenmiş olmakla, yapılan bu ilk ihtar haklıdır. İkinci ihtara konu olan 20.07.2010 tarihli ikinci icra takibi ile Temmuz 2010 yılının bakiye kira bedelinin ödenmesi istenmiş ise de; Temmuz ayı kira bedeli 06.07.2010 tarihinde yapılan ilk icra takibi sırasında sözleşmedeki ödeme gününe göre muaccel olup istenebilecek iken bölünerek ayrı icra takibine konu edilemeyeceğinden bu ikinci ihtar haklı sayılamaz. Bu durumda iki haklı ihtar şartı oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Yargıtay 3. HUKUK DAİRESİ Esas : 2017/9396 Karar : 2019/4734 Karar Tarihi :21.05.2019
***TAHLİYE DAVASI – TAŞINMAZIN SATILIP SATILMADIĞI ARAŞTIRILARAK İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYEYE KARAR VERİLEBİLMESİ İÇİN İHTİYAÇ İDDİASININ HÜKÜM KESİNLEŞİNCEYE KADAR DEVAM ETMESİNİN GEREKTİĞİ – HÜKMÜN BOZULMASI***
ÖZET: Somut olayda; davalı vekili temyiz aşamasında, dava konusu taşınmazın davacı tarafından satıldığını, yeni malikin tarafından ihtarname gönderildiğini, kiralananın tahliye edildiğini beyan etmiştir. Bu durumda Mahkemece öncelikle, kiralanan taşınmazın tahliye edildiği savunulmakla, davalı kiracının taşınmazı tahliye edip etmediği, tahliye talebinin konusuz kalıp kalmadığı üzerinde durularak, kiralananın tahliye edildiğinin anlaşılması karşısında, dava konusu kalmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Ayrıca dava konusu taşınmazın satılıp satılmadığı araştırılarak, ihtiyaç nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyaç iddiasının hüküm kesinleşinceye kadar devam etmesinin gerektiği, satış yapılması halinde davacının ihtiyaç iddiasının samimi olmadığı hususu nazara alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 3. HUKUK DAİRESİ Esas : 2023/1984 Karar : 2023/3700 Karar Tarihi :13.12.2023
***İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE DAVASININ ANCAK KAPALI YERLER İÇİN AÇILABİLECEĞİ***
kiralanan yerin baskın vasfının açık alan olduğu, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin genel hükümlere tabi olduğu, ihtiyaç nedeniyle tahliye talebinin ancak konut ve çatılı … yerleri için ileri sürülecek sebeplerden olup, genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde tahliye nedeni olarak ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU Esas : 2017/6-1770 Karar : 2021/1738 Karar Tarihi :23.12.2021
***DAVACI VE DAVALININ BİRBİRLERİ HAKKINDA ŞİKÂYETTE BULUNDUKLARI HAKLARINDA CEZA MAHKEMELERİNDE YARGILAMALAR YAPILDIĞI BÖYLELİKLE KİRA İLİŞKİSİNİN KİRAYA VEREN BAKIMINDAN ÇEKİLMEZ HÂLE GELDİĞİ ***
ÖZET: Somut olay değerlendirildiğinde; davacıların murisi ile davalı arasında 4165 Sok. No: 85/A adresinde bulunan taşınmaza ilişkin olarak 20.04.2008 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi düzenlenmiştir. Davacı vekili, aynı adreste yine müvekkiline ait olan 85/B kapı numaralı işyeri boşaldığında davalının bu işyerine geçmek istediğini, müvekkilinin izin vermediğini, buna rağmen davalının 85/B kapı numaralı işyerine izinsiz ve habersiz olarak geçtiğini, müvekkilinin bu duruma itiraz ettiğini ancak davalı ve eşinin fiili ve sözlü saldırılarına uğradığını ileri sürerek kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafın iddialarının asılsız olduğunu, aksine davacının müvekkiline yönelik hakaret, tehdit ve iftira suçlarını işlediğini, davacı hakkında iftira suçundan şikâyetçi olunduğunu ve soruşturmanın devam ettiğini, işyerinin müvekkili tarafından kira sözleşmesine dayalı olarak kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Taraf beyanları ve dosya kapsamına göre davacı, davalı hakkında hakaret ve basit yaralama suçlarından şikâyette bulunmuş, İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkumiyete yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle davalının müsnet suçlardan beraatine karar verilmiştir. Davalı da davacı hakkında hakaret ve iftira suçlarından şikâyette bulunmuş, İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının hakaret ve iftira suçlarından mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bu durumda, davacı ve davalının birbirleri hakkında şikâyette bulundukları, haklarında ceza mahkemelerinde yargılamalar yapıldığı, böylelikle kira ilişkisinin kiraya veren bakımından çekilmez hâle geldiği anlaşılmakla BK’nın 256/2. (TBK’nın 316/3.) maddesindeki şartların oluştuğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekir. Hâl böyle olunca, mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Esas: 2015/6655, Karar: 2015/10585, K.Tarihi: 01.12.2015
***35 KURUŞU EKSİK ÖDEYEN KİRACININ TAHLİYESİNE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ***
“..Davalı borçlu borcu olmadığını belirterek borca itiraz etmiş, ancak verilen bu 30 günlük süreye rağmen davacı hesabına eksik ödenen 0,35 TL’yi ödememiştir.30 gün içinde borcun tümü ödenmediğine göre temerrüt gerçekleşmiştir. Borcun miktarının az ya da çok olması temerrüt olgusunun gerçekleşmesini engellemez. Bu nedenle Mahkemece, 0,35 TL üzerinden itirazın kaldırılmasına ve temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir..”
T.C. Yargıtay HG. HUKUK GENEL KURULU Esas : 2021/996 Karar : 2023/642 Karar Tarihi :21.06.2023
***İCRA MAHKEMESİNDEN TAHLİYE İSTEMENİN ZORUNLU OLMASI***
“..Alacaklı kiraya veren, tahliye istemeden itirazın kaldırılmasını talep edebildiği hâlde icra mahkemesinden yalnız tahliye istemekle yetinemez, itirazın kaldırılmasını ve tahliyeyi birlikte istemesi zorunludur..”
Yargıtay 12. HUKUK DAİRESİ Esas : 2024/3223 Karar : 2024/5631 Karar Tarihi :30.05.2024
***TAKİPTEN SONRA YAPILAN ÖDEMENİN TAHLİYEYE ENGEL TEŞKİL ETMEYECEĞİ***
Borçlunun borca itiraz dilekçesinde takip talebi ekinde sunulan \”Kira Sözleşmesi\” başlıklı belgedeki imzaya açıkça ve ayrıca itiraz etmediği gibi taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunu da inkar etmediği, takipte istenen kira alacağının 600.000,00 TL olmayıp, 482.650,25 TL olduğunu, bu tutarı aşan kısım yönünden borçlu olmadığını, bu tutarın da 09.01.2020 tarihinde ödendiğini ileri sürerek takibe ve borca itiraz ettiği görülmekle, İİK’nın 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve borçlu tarafından kabul edilen tutar yönünden kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda, borçlunun kabul edilen kira miktarını takipten sonra ödediği nazara alındığında, alacaklıların takip tarihinde takip yapmakta haklı oldukları izahtan varestedir. O halde mahkemece, borçlu tarafından yapılan ödemelerin takipten sonra olduğu ve alacaklıların takip tarihi itibariyle 482.650,25 TL yönünden takip yapmakta haklı oldukları nazara alınarak, bu tutar yönünden haklı takibe yapılan itirazın kaldırılması gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılması isteminin tümden reddi yönünde hüküm tesisi hatalı olup mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Yargıtay 3. HUKUK DAİRESİ Esas : 2018/3126 Karar : 2018/6396 Karar Tarihi :05.06.2018
***KİRA BEDELLERİNİN AYRI İHTAR VE TAKİPLERE KONU YAPILABİLECEĞİ ***
ÖZET: Taşınmazın konut olarak kiralandığı ve taraflar arasındaki yazılı kira sözleşmesinde ki muacceliyet şartının hükümsüz kaldığından davacının kira bedellerini ayrı ihtarlar ve takibe konu yaparak istemesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığından mahkemece, davalının ödeme savunması üzerinde durularak işin esasının incelenerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile muacceliyet şartının varlığının kabulü ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 3. HUKUK DAİRESİ Esas : 2017/10683 Karar : 2018/3446 Karar Tarihi :04.04.2018
***KİRANIN SONRADAN ÖDENMESİNİN HAKLI İHTARA ENGEL TEŞKİL ETMEYECEĞİ***
İhtar tebliğinden sonra yapılan ödemeler iki haklı ihtarın oluşmasına engel teşkil etmez. Süresiz sözleşmelerde ve kira parasının yıllık ödenmesi gereken hallerde iki haklı ihtar oluşmaz. Kira sözleşmesinde muacceliyet koşulunun bulunması halinde muaccel hale gelen kira parasının tek ihtarla istenmesi gerektiğinden bu kira parasının bölünüp değişik ihtarlarla istenerek iki haklı ihtara konu yapılması mümkün değildir.
T.C YARGITAY Hukuk Genel Kurulu2017/ 6-975 Esas 2021 / 1108 Karar 28.09.2021 Tarih
***TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİNİN SONRADAN DOLDURULMASI***
“20. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6). Kira sözleşmesinin yapılması sırasında tarihleri boş olan ve kiracı tarafından imzalanan tahliye taahhüdü alınması durumunda, bu belgenin kiralananın teslimi öncesinde tarihlerinin boş olarak verildiği ve anlaşmaya aykırı olarak sonradan tamamlandığına ilişkin savunmanın kanıtlanması gerekir. Bu şekilde yani düzenleme ve boşaltma tarihlerinin sonradan tamamlanması belgenin geçersizliğini gerekmediği gibi bu tarihlerin anlaşmaya aykırı olarak tamamlandığına ilişkin iddia kiracı tarafından ispatlanmalıdır (Kanık, s. 1293).
Yargıtay 6. HUKUK DAİRESİ Esas : 2013/11858 Karar : 2013/12274 Karar Tarihi :12.09.2013
***İBAN KAPATMA- KONUTTA TESLİM GÖNDERİLEN HAVALENİN ALACAKLI TARAFINDAN ALINMADIĞI – HAVALE BEDELİNİN PTT DEN GERİ ALINIP TAKİP DOSYASINA ÖDEME YAPILMASI GEREKTİĞİ – TEMERRÜT OLGUSUNUN GERÇEKLEŞTİĞİNİN KABULÜ GEREĞİ***
ÖZET: Ödeme emrini alan borçlu; ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle konutta teslim gönderilen havalenin alacaklı tarafından alınmadığını, bu tarihte öğrendiğinin kabulüyle bekleme süresi geçmiş olan havale bedelini PTT’den geri alıp, otuz günlük ödeme süresi içinde takip dosyasına ödemek zorundadır. Bu yolu seçmeyen borçlunun itiraz etmesi doğru değildir. Ödeme gerçekleşmemiş ise temerrüt gerçekleşir. PTT’den gelen cevabı yazıya göre ise havale edilen para davacı tarafından tahsil edilmemiştir. Bu durumda temerrüt olgusu gerçekleşmiştir. Mahkemece itirazın 500 TL üzerinden kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekir.
Sonuç olarak kiracıyı hemen tahliye ettirmek için avukattan görüş alınması çok önemlidir.
(Her somut olay kendi içerisinde değerlendirilmesi gerekmekte olup işbu yazıdan dolayı sorumluluk kabul edilmez. İşbu makale ve içeriğindeki görseller zaman damgalı ve elekronik imzalı olup tüm hakları Av.Asilcan TUZCU’ya aittir . Bir kısmının dahi izinsiz kullanılması halinde Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği suç duyurusunda bulunacağımızı , FSEK uyarınca gerekli davaları açacağımızı hatırlatırız. )
(Makale içeriğindeki görsel ,ücreti karşılığı bir tasarımcıya hazırlatılmış olup başka yerde kullanılması durumunda da gerekli hukuki girişimler yapılacaktır.)